Orman Urunleri Dis Ticareti

14 Ağustos 2011 Pazar

Orman Ürünleri Dış Ticareti



Türkiye'nin büyüyen dünya ticareti içinde payını artırabilmesi için bazı önceliklere dikkat etmesi gereklidir. Dünya ticaretinde hâkim olan bölgesel yoğunlaşmayı göz önüne alarak, yakın bölgesinde ticari ilişkilerini geliştirmek zorundadır.



Bu çerçevede Rusya Federasyonu, İran, Mısır, İsrail, Ukrayna ve Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri ile ticaretin geliştirilmesi, Türkiye'nin AB ile yaptığı gümrük birliğinden beklediği ticari gelişmeyi tamamlayıcı önemli bir faktör olacaktır. Bunun dışında Amerika kıtası ve kriz sonrası Güneydoğu Asya ülkeleri ile ticaretin geliştirilmesi çabaları ön plana çıkacaktır. Özellikle, bu bölgelere yapılan ihracatın artırılabilmesi, biraz da ulaşım koşullarına ve özellikle de, kendi ticari alanımızdaki ihracatımızın büyümesine bağlıdır (DTM,2008).



Türkiye'nin, ihracatını artırılabilmesi, pazar bulma ve pazara ulaşma sorununun yanı sıra başka önemli sorunların çözümüne de bağlıdır. Türkiye'nin pazar yaratabilecek teknolojik bir ekonomik yapıya henüz ulaşamadığı kabul edilirse, mevcut pazarın talebine uygun malın üretilebilmesi gerekmektedir. Bu da, pazarlama faaliyetlerinin ve yatırımların yoğunlaştığı sektörlerin sorgulanmasını gündeme getirmektedir. Türkiye'nin ihracatının, yirmi birinci yüzyılda teknoloji yoğun ürünler lehine gelişmesini sağlayacaktır.



Türkiye'nin ihracatını etkileyen ve etkileyecek olan en önemli etkenlerden birisi de, girdi maliyetleridir. Prensip itibariyle, üretici ihracatçıların, dâhilde işleme rejimi çerçevesinde ucuz girdi temin etmesi mümkün olmakla birlikte, enerji maliyetleri açısından böyle bir olanağı bulunmamaktadır. Doğrudan yabancı yatırımlar hem ekonomik büyüme, hem de ihracatın geliştirilmesi açısından önemlidir. Ülkemize gelmiş ve gelecek doğrudan yatırımlar, ülkemizin teknolojik seviyesini yükselteceği gibi, firma içi ticaretin artmasıyla gerek ihracatın, gerek ithalatın artmasında etkili olacaktır. Hiç kuşkusuz, doğrudan yatırımların, sadece yarattığı ticaret açısından ele alınması eksik bir değerlendirme olacaktır. Yarattığı istihdam ve katma değer en az ticaret kadar önemlidir (Karagöz, 2007).



Türkiye, bulunduğu coğrafya açısından oldukça önemli bir konumdadır. Doğuyu batıya, kuzeyi güneye bağlayan bir bölgede yer alması, ülkemize önemli avantajlar kazandırmaktadır. Bunun dışında, ülkemiz büyük çapta genç bir nüfus yapısına sahiptir. Bu da, gelecek yüzyıl için ülkemizin şansını artırmaktadır. Özellikle de yaşlanan Avrupa'da yaşanacak emek kıtlığı nedeniyle, önemli bir sermaye ihracının yaşanacağı düşünülürse, bu sermayenin, öncelikli olarak tercih edeceği bölgelerin başında Türkiye bulunmaktadır. Pazar büyüklüğü ve tüketim standardının giderek artması nedeniyle, doğrudan yatırımlar açısından gelecek yüzyılda Türkiye'nin önemi daha da artacaktır. Türkiye'nin genç bir nüfus yapısına sahip olması bazı tedbirler alınabildiği takdirde, ülkeye avantaj yaratacak bir unsurdur. Ancak, dünya pazarları ile ilişki kurulabilmesi, gelişmiş teknolojileri kullanan firmaların Türkiye'ye gelmelerine yakından bağlıdır.


Türkiye'nin ithalat hacminin yıllık ortalama büyüme oranı 1991-2000 döneminde yüzde 11'den 2002-2008 döneminde yüzde 31'e yükselmiştir. 2001 sonrasında yalnızca ithalat hacmi değil ihracat hacmi de hızlı büyüme yaşamıştır. İhracat hacminin yıllık ortalama büyüme oranı 1991-2000 döneminde yüzde 8'den 2002-2007 döneminde yüzde 30'a yükselmiştir (DTM,2008).Tablo'da Türkiye'nin dış ticaret verileri görülmektedir.


2003 yılında dış ticaret hacmi yaklaşık 117 milyar dolarken, 2008 yılında dış ticaret hacmi yüzde 285 oranında artış göstermiş ve 334 milyar dolara ulaşmıştır. Dış ticaret açığı ise yüzde 11,4 oranında artarak 69,9 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. 2009 yılında ise dış ticaret hacmi yaklaşık 243 milyar dolar gerçekleşmesine rağmen, önceki yıla göre gerilemiştir.



İhracatın toplam GSYİH içerisindeki payı 2003 yılında yüzde 15,5'den 2008 yılında yüzde 17,8'e yükselmiştir.


İthalatın toplam GSYİH içerisindeki payı 2003 yılında yüzde 22,7'den 2008 yılında yüzde 27,2'ye yükselmiştir. Türkiye'nin ithalatının büyük bir kısmını ara mallar oluşturmaktadır.